TMK m. 162: “Eşlerden biri diğer tarafından hayatına kast edilmesi veya kendine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onu kırıcı bir davranışta bulunması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Hayata Kast ve Türk Medeni Kanunu
Hayata kast, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun düzenlediği özel ve mutlak boşanma sebepleri arasındadır. Bunun yanı sıra hayata kast nedeniyle boşanma davası kusura dayalı bir boşanma sebebidir.
Hayata Kast Nedir?
Hayata kast, eşlerden birinin diğerini öldürmeye yönelik yaptığı eylemler olarak tanımlanabilir. Yukarıda belirtilen madde metninde geçen hayata kast ifadesi; eşi öldürme girişiminde bulunmak, onu intihara zorlamak gibi eşlerden biri tarafında diğerinin hayatına karşı yapılmış acı sonuçlar doğuran davranışlar olarak kabul edilmelidir. Eşlerden biri diğer eşe yönelik bizzat hayatına kast ederek bir eylem gerçekleştirmese dahi; yaralı olan eşini hastaneye götürmemesi de bu kapsamda değerlendirilecektir.
Hayata Kast Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları Nelerdir?
Davalının Kusurlu (Kastı) Olması Gerekir
Hayata kast sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için eşin hayatına kast olarak nitelendirilen eylemin davalı tarafından kasten yapılmış olması gerekir. Bu bağlamda tedbirsizlik ya da ihmale dayalı eylemlerle hayata kast nedeniyle boşanma davası açılamayacaktır.
Ayırt Etme Gücünün Bulunması Gerekir
Hayata kast kusura dayalı bir boşanma sebebi olduğundan öldürmeye kalkışa eşin akıl hastası ya da ayırt etme gücünden yoksun bulunmaması gerekmektedir. Yargıtayın genel görüşüne göre ise;
“… Diğer eşin hayatına kast eden veya pek kötü ya da onur kırıcı davranışta bulunan eşin bunu kasten işlemesi ve ayırt etme gücünün bulunması gerekmektedir.”
Eğer eşin akıl hastası olduğu anlaşılırsa; eşin diğerini öldürme teşebbüsünde koşulların varlığı halinde; akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açılabilir.
Hayata Kast Kavramına Giren Davranışlar
- İntihara Teşvik - Eşi intihara teşvik etmek bu kapsama girer. İntihar için gerekli ortamı ya da araçları hazırlamak da bu kapsamda değerlendirilir.
- Elverişsiz Araç Kullanımı - Eşini öldürmek isteyen eşlerin kullandığı araçlar öldürmeye elverişli olmasa dahi eylem öldürme amacına yönelik olduğu için hayata kast kapsamında değerlendirilir.
- İstenildiği Halde Sonuç Alamama - Eşini öldürmek isteyen taraf gerekli bütün hareketleri yerine getirmesine rağmen ölümün elde olmayan sebeplerle gerçekleşmemiş olması durumunda da hayata kast kapsamında değerlendirilecektir.
- Ölüm Tehlikesine Seyirci Kalma - Eşin ölüm tehlikesine seyirci kalma durumunda da hayata kast var sayılır.
Hayata Kast Kavramına Girmeyen Davranışlar
- Öldürme Tehdidi - Ne kadar ciddi boyutta bulunursa bulunsun öldürme tehdidi hayata kast kavramına girmez.
- Öldürme Amacı Bulunmayan Eylem - Öldürme kastı ve niyeti bulunmayan eylemler diğer eş için yaşamsal faaliyetleri açısından bir tehlike oluşturmuş olsa dahi hayata kast kapsamına dahil edilmeyecektir.
- Eşin Yakınlarına Yönelik Eylem - Hayata kast eylemi eşin yakınlarına yönelik olursa bu eylem hayata kast sebebiyle boşanma davasının kapsamına girmeyecektir.
Dava Hakkının Ortadan Kalkması
Hayata kast sebebiyle boşanma davalarında dava hakkı iki halde ortadan kalkar;
- Hak Düşürücü Süre - Hayata kast sebebiyle boşanma davasında dava hakkı olan tarafın, boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren başlayarak ALTI AY, her halde hayata kast eyleminin üzerinden BEŞ YIL geçmekle dava hakkı düşer.
- Af - Hayata kast mutlak boşanma sebepleri arasında sayılmış olmasına rağmen, dava hakkı olan tarafın af halinde dava hakkı düşecektir.
Maddi Manevi Tazminat
Boşanma Davalarında maddi tazminat konusu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 174. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, evlilikteki mevcut yahut beklenen menfaatleri boşanma nedeniyle zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, maddi tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu doğrultuda, eşi tarafından hayatına kast edilen ve boşanma talep eden kişi maddi tazminat da talep edebilecektir. Tazminat hususu boşanma davasında ile birlikte ileri sürülebileceği gibi, daha sonra ayrı bir dava ile talep edilecektir.
Boşanma konusu olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olandan manevi tazminat da talep edebilir. Ancak belirtilmelidir ki; bir kimsenin yaşamına kast edilmesi aynı zamanda insan onurunu da hiçe sayan bir fiil olduğundan kişilik haklarına saldırı olarak da değerlendirilebilir. Bu doğrultuda, hayatına kast edilen eşin manevi tazminat talebinde bulunması da söz konusu olabilir.
Nafaka Hususu
Hayatına kast edilen kimsenin bu durumu ispatlanması ile hayata kast eden eşin boşanmada kusurlu olduğu kabul edilecektir. Kusurlu olan eş aleyhine süresiz nafakaya hükmedilebilecektir. Bu doğrultuda dava süresince tedbir nafakası gündeme gelecektir. Diğer yandan eşler boşanmış olsa da ebeveynlerin çocuklara bakma yükümlülüğü devam ettiğinden, velayet hakkı kendisinde olmayan kusurlu eş bakımından iştirak nafakasına hükmedilebilecektir. Ayrıca; boşanma nedeniyle maddi zorluğa düşecek olan diğer eş lehine yoksulluk nafakasına da hükmedilebilmektedir.
Müşterek Çocukların Velayeti
Herhangi bir şekilde eşinin hayatına kast eden karı ya da kocanın davranışlarında sosyal tehlike barındırdığı söylenebilir. Eğer; eşin bu fiili ve kusuru ispat edilmişse çocukların velayet hakkını alabilmesi oldukça güç olmakla birlikte bu durum hâkim tarafından çocuğun üstün yararı da gözetilerek değerlendirilecektir.
Hayata Kast Sebebiyle Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Bu süreçte en merak edilen konulardan biri de boşanma davasının ne kadar süreceğidir. Boşanma süreci için gerekli evraklar hazırlandıktan sonra dava dilekçesi ve gerekli evraklar ile taraflardan birince dava açılarak duruşma günü alınır. Süreçler şehirlere ve şehirlerdeki mahkemelerin iş yoğunluğuna bağlı olarak değişeceğinden kesin süreler verilmemesi daha doğru olacaktır ancak çekişmeli boşanma davaları takribi 6-7 celse arasında sonuçlanmaktadır. Her celse arasındaki zaman davanın açıldığı şehre, iş yoğunluna, somut olaya ve dosyanın içeriğine göre değişmektedir. Bahsettiğimiz bu hususlar takribi 8 ay ile 1,5 yıl kadar sürmektedir.
Boşanma Davası için Gerekli Evraklar Nelerdir?
Öncelikli olarak davayı açan taraf, ne sebeple davayı açtı ise mevcut durumu izah eden dava dilekçesi ile birlikte dilekçe ekine; kimlik fotokopi ve dayandığı delilleri de eklemelidir. Bahse konu delillerden kasıt ise; varsa fotoğraf, mesaj görüntüler, video kaydı gibi sıralanabilir. Dava açan taraf eğer tanık deliline dayanmış ise mutlaka tanık listesini de dosyaya sunmalıdır.
Boşanma Davası Ücreti Ne Kadardır?
Dava vekalet ücreti; açmak istediğiniz davanın muhteviyatına göre belirlenecektir. Ancak Barolar Birliği tarafından düzenlenen ve her yıl yenilenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi yayınlanmaktadır. Buna göre; hiçbir dava ve takipli iş AAÜT’de belirlenen tutarın altında kararlaştırılamaz.
Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise; aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemelerinde de açılabilmektedir. Boşanma davalarında yetkili mahkeme 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 168. Maddesinde; “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeden de anlaşılacağı üzere; tarafların yerleşim yeri mahkemeleri ya da ilgili dava evliliğin son altı ayında tarafların birlikte oturdukları yer mahkemesi yetkili olacaktır.
Boşanma Davasından Feragat Mümkün müdür?
Boşanma davasından feragat mümkündür. Davayı açan taraf; karar verilince kadar her aşamada feragat iradesi gösterebilir, bu irade sunulan bir feragat dilekçesiyle olabileceği gibi sözlü olarak da beyan edilebilir. Eğer diğer tarafça karşı dava açılmamış ise; hakim feragat hususunda karar verir ve taraflar bu karar için istinaf yoluna gitmedikleri takdirde bu karar kesinleşecektir. Boşanma davalarında davayı açan tarafların davadan feragat etmesi ve affetmesi hususunda herhangi bir cezai yaptırımı yoktur.
Hukuk sistemimizde yalnızca boşanma davaları değil herhangi bir davanın avukat ile yürütülme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak yukarıda detaylıca belirtilen hak düşürücü süreler gibi diğer hususlar göz önünde bulundurulduğunda profesyonel destek almak en doğru karar olacaktır.